1990 yılından bu yana, Bilgelik Güneşi Derneği, İnsanlık Güneşi Vakfı ve kurucuları olan Mualla Güven’in yol arkada
şlarıyla birlikte geliştirilen kurama ‘M-Disiplini’ ismi verildi. Bu disiplin, İnsanlık Güneşi Vakfı’nın kurumsal yapısına, eylem kültürüne dayanak olan ve tüm çalışmalarında kendine referans aldığı temel bir yaklaşımdır.
Bireysel ve toplumsal gelişimin BÜTÜNSEL OLMA SERÜVENİNİ anlatır. Bu çalışmanın ‘disiplin’ olarak tanımlanması, ‘M’nin kendi içinde belli bir felsefe ve uygulama alanını içermesindendir.
Sembolik olarak kullanılan ‘M’ harfi, iki kollu olması, dengeli bir duruşu sergilemesi, basit ve kolay anlaşılır olması nedeniyle kullanılmıştır. Renkler özel bir anlam içermemekle beraber, farklı gelişim evrelerini daha anlaşılabilir kılmak için kullanılmıştır.
Her bir renk İnsanın gelişim YOL’unu temsil eder. ‘M’nin sağ kolu YEŞİL YOL, sol kolu KIRMIZI YOL, ikisinin kesiştiği ve birleştiği DİKEY YOL ise MAVİ YOL olarak isimlendirilmiştir.
BÜYÜK ‘M’, bir yönüyle BİREYSEL gelişim, diğer yönüyle de TOPLUMSAL gelişimi anlatır. BÜTÜNSEL gelişim ise ancak bu iki yolculuğun birbirini dengeleyebilmesiyle ortaya çıkar ve sonuç daha kapsayıcı ve sürdürülebilir olur.
Bireysel gelişimi sembolize eden ‘YEŞİL YOL’; aynı zamanda kişinin kendi potansiyelini tanıması ve onun için gerekli olan İÇSEL GELİŞİM VE MANEVİ YOLCULUĞU da anlatır. Lao Tzu’nun ‘yapmaya giden yol olmaktan geçer’ sözünde ifade edilen OLMA KÜLTÜRÜNÜ anlatır. Bu yolda yürümek insanı manen ustalaştırır, bir başka deyişle BİLGE kılar.
Toplumsal gelişimi sembolize eden ‘KIRMIZI YOL’ ise bireysel gelişimle edinilen farkındalıkların ve değerlerin günlük hayatımıza YANSIMASI ve SOMUTLAŞARAK EYLEME DÖNÜŞMESİNİ anlatır. Lao Tzunun ‘yapmaya giden yol olmaktan geçer’ sözünde ifade edilen EYLEM/YAPMA KÜLTÜRÜNE karşılık gelir. Bu yolda yürüyen insan, içinde bulunduğu bilinç boyutu ve etki alanına göre TOPLUMA HİZMET ve LİDERLİK eder.
‘MAVİ YOL’ (Dosdoğru Yol – DİKEY YOL) kırmızı ve yeşil yolun, tıpkı DNA sarmalı gibi birbiriyle dengelenmesi ve bütünleşmesi serüvenini anlatır.
Bu yolculukların herhangi birinde sadece belli bir yönde gelişim yaşayıp diğerini göz ardı ettiğimizde dengeden ve bütünlükten uzaklaşabilir, ‘YATAY GELİŞİM’ içinde kalabiliriz. Kendimizi, dengeli ve dosdoğru yolda zannederken, yükseltici ve bütünleştirici olan ‘DİKEY GELİŞİM’ yolundan farkına varmadan uzaklaşmış ve ayrılmış olabiliriz. Bu durumda, bir süre sonra “DENGESİZ ‘M’ HALLERİ” yaşanabilir.
İster bireysel, isterse toplumsal boyutta olsun, manevi (içsel – soyut – olma) ve maddi (dışsal – somut – yapma) dinamikler birbirine hizmet edecek ve birbirini besleyecek şekilde gelişip dengelendiğinde ise ortaya GERÇEK BÜTÜNSEL GELİŞİM çıkar.
Bu farkındalıkla yürüyen insan; sözü ve eylemi bir, kendisi ve çevresiyle barışık, sürekli değişim ve gelişim içinde olan, özgür ve bağımsız olmayı ve İNSANLIĞA HİZMET ETMEYİ bir yaşam biçimine dönüştüren bir SONSUZLUK ÖĞRENCİSİ ve YOLCUSU olur. Mavi yolda yürüyen insana, her an bütünsel gerçeği yaşayıp yaşattığı için ‘Gerçek İNSAN’ denir. Bu yol, sürekli dingin ve bir o kadar devingen olan ‘AKSİYONER BİLGE’nin yolunu anlatır.
“M’nin temel özelliklerinden biri de ‘holonik-bütüncül’ (bütünsel özelliğini yitirmeden en küçük parçasında da aynı niteliğini barındıran) özellikte olmasıdır. Yani bu yolculukları anlatan her bir yolun, ‘M’ şeklinde bir alt açılım gösterebilmesidir.
YEŞİL YOL’un alt açılımına yakından baktığımızda bir birini tamamlayan iki unsurdan oluşan bir temel ‘m’ görürüz. Bu ‘m’, ‘YEŞİL M adını alır ve bir yönüyle insanın ‘KENDİNİ ANLAMA ve TANIMASINI’, diğer yönüyle de tanıyabildiği oranda ‘KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİNİ’ ifade eder. Kişinin kendini anlama ve tanıma serüveni, sonsuz potansiyeli içinde barındırır. Bu yolculuk esnasında gerek içinden gerekse diğer tüm kaynaklardan edindiği bilgi ve farkındalıkları yaşamına uyguladığında, kendi ile barışık, dingin bir insan modeli ortaya çıkar. Gelişimin ileri aşamalarında, insan bilinci geliştikçe herkesi ve her şeyi ayırım yapmaksızın kapsayan BİLGELİĞE ulaşılır.
KIRMIZI YOL’un alt açılımını yaptığımızda ortaya çıkan yeni ‘m’, ‘KIRMIZI M’ adını alır ve bir yönüyle tüm katmanları ve çeşitliliği ile ‘TOPLUMU ve İNSANLIĞI ANLAMA ve TANIMAYI’, diğer yönüyle de anlayıp tanıyabildiğimiz oranda ‘TOPLUMA ve İNSANLIĞA HİZMET ETMEYİ’ anlatır. Toplumu anlama ve tanıma serüveni, bireyde de olduğu gibi sonsuz potansiyeli içinde barındırır. Bu yolculuk boyunca Lider/Katılımcı Liderlik ortak bilincin öneminin farkındalığına ulaşır, içinde bulunduğu mevcut kültürel zenginliği ve iletişim kültürünü anlar ve fark eder. Lider/Katılımcı Liderlik bu zenginliği, bütüne hizmet edecek şekilde birbiriyle uyumlayarak kendini en doğru şekilde ifade edebilen bir sistem oluşturur.
Böylece kendisiyle ve çevresiyle barışık bir toplumsal bilinç ve sosyal yapının ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Lider/Katılımcı Liderlik yol aldıkça, içinde bulunulan bilinç ve etki alanına göre TOPLUMA HİZMET ve REHBERLİK eder. Bu yolculukta esas olan; düşüncelerdeki ‘olmaz’ları kaldırarak yol boyunca edindiğimiz değer, bilgi ve deneyimleri kendi akıl ve gönül süzgecimizden geçirerek içselleştirebilmektir. Böylece tutum ve davranışlarımıza yansıtarak sürekli değişim ve gelişim yolunda (DİKEY YOLDA – MAVİ YOLDA) ilerleyebiliriz.
MAVİ YOL, kendini tanıma ve gerçekleştirme serüvenin sonsuz bir serüven olduğunu her an bize hatırlatan bir pusula ve bir yol haritası gibidir. Bir süre sonra “M”nin ne soyut ne de somut hali kalır. Geriye sadece Gerçek “İ”nsan görünür. Bu da İnsan’ın ancak “MAVİ YOL”da yürüyebildiğinde Gerçek Kendini tanıyabileceği ve onu gerçekleştirebileceğini anlatır.