Yolculuk Başladı
Üretim bandından çıktığından beri kendini çok yalnız hissediyordu. Doğarken canı çok yanmıştı. Önce çok sıcak, sonra da çok soğuk hissetmiş, kendini hareket eden bir platformun üzerinde bulmuştu.
Skip to content
Üretim bandından çıktığından beri kendini çok yalnız hissediyordu. Doğarken canı çok yanmıştı. Önce çok sıcak, sonra da çok soğuk hissetmiş, kendini hareket eden bir platformun üzerinde bulmuştu.
Doğa verilidir, kendi iç yasalarının hükmü altındadır. Oysa insan bir yanıyla doğal bir yanıyla doğaya aşkın varlıktır. Doğaya aşkınlığımız onun güçlerini onun değişmez yasalarına bağlı kalarak kullanmamız anlamına gelir.
Yaşam algımız hikâyelere dayanıyor. Bize anlatılan, inandığımız, içselleştirdiğimiz ve zamanla bizim de anlattığımız hikâyelere. Aslına bakarsak, insanoğlunun uzun zamandır kendinden kendine anlattığı tek bir hikâyeye.
ERİL ve DİŞİL yönlerimizin ÖZGÜNLÜĞÜ ve BÜTÜNLÜĞÜ DÜNYA ve İNSANOĞLU İnsanın kendini anlama ve keşfetme [...]
Yaşam algımız hikâyelere dayanıyor. Bize anlatılan, inandığımız, içselleştirdiğimiz ve zamanla bizim de anlattığımız hikâyelere. Aslına bakarsak, insanoğlunun uzun zamandır kendinden kendine anlattığı tek bir hikâyeye.
Dünya ve insanlık olağanüstü bir dönüşüme hazırlanıyor. Asırlardır egemen olan inanış ve düşünüş tarzlarının, zihniyetin, anlayışın dönüşümü. Yeni bir düşünceye, yepyeni bir zihniyete doğru bir yöneliş bu.
İletişim verili beşeri durumdan insani varoluşa giden yaşamsal bir macera, tinsel yolculuktur. Yolculuktan kasıt bireyin değişik yönler, araçlar ve düzeylerde ilişkiler yaşamak zorunda kalıyor olmasıdır, bir arayıştır.
Hayatı art arda meydana gelen olaylar şeklinde algılayan ve doğrusal düşünmeye eğilimli insan zihni için geçmiş, bugün ve gelecek birbirinden bağımsız gibi görünür. Zaman, hem bilimsel hem de felsefi olarak derinlemesine irdelenmeye müsait bir kavram.
Öyle kocaman mavi gözleri vardı ki, kimse adını söylemezdi. Herkes için ‘Mavi Gözlü Kız’dı adı. Her zaman çiçeklerle çeşitli oyunlar oynar, her fırsat bulduğunda bahçeye koşar, çiçeklerin arasında düşlere dalardı.
Eskiciiii, eskiler alıyorum, eskiciiiiiii! Eskici, bakar mısın? Buyurun ablacım? Eskilerim var vermek istiyorum, alır mısın? Tabii alırım, işimiz bu. Neler var? Sorma, epey şey var. Ne çok biriktirmişim. Çok mu? Hepsini mi vermek istiyorsun? Alırsan hepsini.