DENİZ VE İNSAN

Deniz hayatın her yönünün bir modelini görebileceğimiz engin imkanlar sunar insana. Makro ve mikro dünyalar arasındaki her zerreciğin bir örneğini, bir benzerini denizde bulmak mümkündür. Üzerinde yaşadığımız gezegende hayatın başladığı yerdir deniz.

İnsan vücudunun dörtte üçünün su olmasına karşın, bedenin doğası deniz içinde daimi olarak yaşamaya elverişli değildir. Yerkürenin de dörtte üçü denizlerle kaplıdır. Bu oransal benzerliğe bakarak denilebilir ki deniz insanın bedeni içindedir. Tıpkı herkesin güneşinin kendi içinde olması gibi.

Yaptığı araçlar, düzenekler yardımıyla denizde de yaşayabiliyor olmak insanlığın bir ayrıcalığıdır, diğer tüm canlılardan insanı farklılaştırır. Deniz kıyısında yaşayanlar önceleri denizden korksalar da içlerindeki merak ve ötesinde ne olduğunu bilme arzusu onları denize çekmiş ve gemileriyle keşifler yapmasına yol açmıştır. Aynı denizin karşı kıyılarındaki kültürler bu sayede buluşmuş, birbirlerini tanımış ve ilişki kurma, anlama/anlaşma yolu açılmıştır.

Gemide yaşamak insanın kişisel yolculuğuna fayda sağlar.

Kültürlerin buluşmasını sağlayan, büyük bir özveri ve bilinçle yapılan denizcilik sadece bir meslek değil aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Denizcinin yaşama ve çalışma ortamı olan gemi beşeri bir laboratuvardır. Feyz almayı bilenlere deneyerek öğrenme imkanı verir. Dar bir alanda çok değişik kaynaklardan yetişmiş ve farklı kültürel ortamlardan gelmiş, farklı bakış açıları ve hayat anlayışına sahip insanlarla bir arada yedi gün ve yirmi dört saat yaşamak durumunda kalmak çok önemli bir deneyim ortamı sağlar. Aralarında hiç hoşlanmadığınız, başka bir ortamda bir arada olmak istemeyeceğiniz insanlar olsa dahi hepsiyle birlikte görev yapabilmeyi, iyi geçinmeyi başaramazsanız, içinde bulunduğunuz geminin bekası tehlikeye girer. O halde bulunduğunuz ortam size önce zorunlu olarak herkesi kucaklamayı öğretir ve görev alanı içinde buna uymanız gerekir. Eğer bu yönde bir açık kapınız varsa, sev(e)mediklerinizi de kucaklamış olmak, zamanla size daha yakın gelmeye başlar. Yok henüz hazır değilseniz, bir başka gemide, başka insanlarla aynı deneyimi yaşamaya devam edersiniz.

Birlikte yaşadığımız, dünya da bir gemi değil mi?

Gemide yaşamak ve görev yapmak denizin doğasını tanımayı ve onunla uyum içinde olmayı öğretir. Uyum sağlayamazsanız, kendi hareketlerinizi doğanın gücü ve etkisinden istifade edecek şekilde düzenleyemezseniz size yaşam alanı açmaz. Bunun için kendinizi, geminizi ve denizin doğasını tanımalısınız. Kendisini ve gemisini tanımak ve yapabilirliklerini bilmek, karşılaşılacak farklı durumlarda hareket şeklini belirlemek son derece önemlidir. Gemiye hareketini veren itici gücü (rüzgar/makine) ile yönlendiricisi dümeni; akıntı, rüzgar, dalga etkisi ve diğer etkenleri dikkate alarak gemisini kullanmak ve yönetmek bir kaptanın olmazsa olmazıdır. Bütün bu güçler arasındaki dengeyi sağlayacak manevrayı yapabilmek bilgi, beceri ve tecrübenin yanında öngörülü davranabilmeyi gerektirir.   

Her insan kendi yaşam gemisinin kaptanı değil midir?

Denizin bazen çok şefkatli, bazen de hırçın olduğunu görebilirsiniz. Bunun hangisiyle karşılaştığınız sizin kabulünüze ve anlayışınıza bağlıdır. O korkunç fırtınalar, aştığınızda sizi ve hayata bakışınızı daha da güçlendirecek, yaşamın kıymetini daha iyi anlamanıza yardımcı olacak geçici, kısa süreli küçük baş ağrıları olabilir. O kocaman dalgalar lunaparkta eğlence için bindiğiniz oyuncaklar olabilir. Ya da sizi hayata küstüren, canınızdan bezdiren başbelaları. Hangisini seçerseniz, tercih sizin.

Yaşamdaki zorluklarımız da öyle değil mi?

Denizde hareket halinde olduğunuzda bulunduğunuz mevkiiyi bilmek çok önemlidir. Gitmek istediğiniz istikameti yani rotanızı tespit edebilmek için nerede bulunduğunuzu her an bilmek gerekir. Bulunduğunuz mevkiyi tespit edebilmenin yolu; ancak yeri, mevkii bilinen nesnelerden yararlanmaktan geçer. Bu maksatla pek çok yardımcının yanında bir de kıyılara, adalara, kayalıklara yerleştirilen yüksek, kolay görülebilen ve gece ışıkları yanıp sönen yapılar şeklindeki deniz fenerleri kullanılır. Seyir yolları üzerindeki tehlikeler, sığlıklar, kayalıklar, akıntılardan emniyetli bir biçimde geçebilmek için o deniz fenerinin ışık işaretleri size yol gösterir. Emniyetle hedefinize varmak, limana ulaşmak istiyorsanız, rotanızı deniz fenerinin gösterdiği şekilde değiştirmelisiniz.

Yaşamımız boyunca bize de yol gösteren deniz fenerleri vardır.

Bunlar bazen kurumlar, öğretmenler, kişiler ve kitaplar olabileceği gibi, karşılaştığımız olaylar ve deneyimler olabilir. Dosdoğru yolda emniyetle devam edebilmek için deniz fenerlerinden yararlanmalı, kendi yaşam gemimizi yaşamın gereklerini karşılayacak şekilde yönetmeli, kendimizi tanımalı ve gerçekleştirmeliyiz.

Emin EROL, Ağustos 2017