Her işin bir sırrı var. İçsel ilerleyişin de öyle. İç dünyamızda keşfettiğimiz yeni gelişim alanları başlangıçta bir bebek gibi olabiliyor. Ve her bebek gibi bakıma, sevgiye, ilgiye ihtiyaç duyuyor. Her bebek gibi biraz talepkâr da olabiliyor. Ona odaklandıkça bizler de hayattan bir öyle, bir böyle taleplerde bulunuyoruz: Herkes görsün istiyoruz ya da tam tersi hiç görünmemek istiyoruz; hep bu yeni yaşayıştan bahsetmek ya da tam tersi hiç bahsetmemek, sır gibi saklamak istiyoruz. “Ben” dediğimiz gün be gün içimizde bambaşka ovalarda koşarken, deneyimlediklerimiz günlük yaşamda karşılık bulamadığından neredeyse bir bebek gibi algıladığımız içsel keşiflerimizle baş başa kalıyoruz. Hayır, sır bu değil, burada değil.
İlk sır hep göz önünde ve hep söylenenler arasında: Sevgide…
İçimizdeki yaşayışı ve keşfedilen yeni alanları sevmekte. İçsel yaşayışımızı bebeklikten alıp büyütecek olan anne sevgisinde. İşin sırrı kendi kalbimize annelik yapmakta; beslemek, büyütmek, gereksinimlerini karşılarken gelişimini de gözetmekte.
İkinci sır, ilerleyişin başlangıcında yaşanan bir yan etki: Kendimize…
İkinci sır, ilerleyişin başlangıcında yaşanan bir yan etki: Kendimize, içsel ilerleyişimize, yeniden doğuşumuza duyduğumuz bu sevgi önce benlikle başlıyor. Çünkü işin ucunda var olmak, kendi olmak ve ilerleyişten duyulan tatmin var. İkinci sır bu aşamayı fark etmek ve bu süre boyunca kendimize ya da bu aşamayı yaşadığını düşündüğümüz insanlara sevgiyle ve elbette şefkatli bir sabırla yaklaşmak.
Üçüncü sır ise: ..bir de bakmışsın tek olmuşsun…
İşin üçüncü sırrı ise; çocukların büyüdükçe ailelerine önce sevgileri sonra varlıkları ile destek olmaları gibi, içsel yaşayışımızın simgesi olan manevi bebekler de biz onları büyüttükçe bizi büyütecekler ve destek olacaklar. Büyüdükçe her şeyin bizde, bizim her şeyde olduğumuzu keşfettikçe “içsel varlığımız ve biz” ya da “içsel yaşayış ve günlük yaşam” gibi şaşılıklar ortadan kalkacak. Bir de bakmışsın, tek olmuşsun.
Gerçek sevgi beklentisizdir ve işin sırrı ‘kendim’ dediğimiz deneyimler bütünü hiç aklına gelmeyenleri yaşamaya başladığında kendini sevmektir. Zorlu koşullarda, günden güne değişen dalgalar arasında bile kendini desteklemektir. Bir evladın annesine ya da babasına duyduğu saygı ve sevgiyle.
Dipnot: Bu satırlar Kasım 2020’de Covid19 karantinasının sekizinci ayında kaleme alındı. Arınmış Varlık; İnsan çerçevesinden bakıp paylaştığımız bu farkındalıklara sizlerin de ekleyeceği farkındalıkları belki de sırları vardır. Önerilerinizi ve tüm yorumlarınızı makalenin altına ekleyebilirsiniz. Yeniye eşlik eden tüm dalgalanmalara rağmen, ya da onlarla beraber gözlerimiz ve yüreğimiz ufukta ve ötesinde…
“Arınmış Varlık; İNSAN” çalışması ve notları, İnsanlık Güneşi Vakfın’a ait olup her hakkı saklıdır. İzin alınmadan ve referans gösterilmeden kullanılamaz.